Bir kişinin hayatınızın bütünü olduğunu fark ettiğinizde acı
çekmeye başlayacağınızı da fark etmelisiniz. Bunu ne kadar erken görürseniz
sizin için o kadar iyidir. Çünkü hayatınıza giren kişiler er ya da geç sizi
terk edecek. Artık farklı, sıra dışı olan değil alışılmış ve eskimiş
olacaksınız. Hayatı daha parlak daha farklı birini arayacaklar. Birinin
hayatınızın tümü olması demek, o kişiyi kaybettiğinizde hayatınızın da
ellerinizden kayıp gittiğini fark etmeniz demek.
Bu gerçeği ne kadar erken görürseniz sizin için o kadar iyi.
Çünkü kabullenmeyi geciktirmeniz, görmezden gelmeniz bu gerçeği yok etmez.
Tersine çekeceğiniz acıyı zamana yayar ve tam anlamıyla sizi kemirir. Zamana yaymak,
acıyı hafifletmez; tersine daha çok acıtır.
Gerek aşk için, gerekse dostluk için siz hangisine uygun
bulursanız, işler her zaman böyle yürür.
Şu an kendimi aldatılmış, terk edilmiş gibi hissediyorsam ve
deliler gibi ağlayıp artık hayatımda koca bir boşluk olduğunu ısrarla reddetmek
istiyorsam, bunun tek sebebi ‘birini hayatımın tümü’ yapmamdır. Her şeyi bir
köşeye itip bileklerimi diklemesine kesmiyorsam ya da evi su basana kadar
ağlayıp sonunda boğulabilir miyim diye düşünmüyorsam bunun tek sebebi var. O da
başından beri bildiğim bir şeye üzülmemek gerektiğinin farkında olmam.
İnsanlar akrabalarını seçemezler, anne babalarını,
kuzenlerini ya da kardeşlerini. Ancak hayatlarına kimi dahil edeceklerini kimi
seveceklerini kimin omzunda ağlayıp kimin yanında mutlu olacaklarını
seçebilirler. Ve her şeyden önemlisi kime güvenerek hayatlarının tümü
yapabileceklerini.
Birini iki kez kaybetmek ne demek biliyorum sanırdım,
bilmiyormuşum.
ö.ö
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder