Perşembe, Eylül 04, 2014

11

gece uzuyor, büyüyor, ağırlaşıyor, belki milyonuncu kez eternal sunshine of the spotless mind'ı izliyorum, 

fonda müzik, üstümde ay, masamda tüten duman, kupamda kahve. 

ruhum sancıyor.
insanları cezalandırmak için zihnimde tek bir kare kalana kadar onları unutuyorum. bana en çok acı veren anıyı, küçültüp saklıyorum, belki kendimce değiştiriyorum. asla emin olamayacağım. çünkü günlüklerim bile yalan doludur. inanmak istediğin şeyleri ne kadar sık kendine tekrarlarsan,  o kadar kolay inanırsın çünkü.
seni unutmamı nasıl önleyeceğim, sesini, kokusunu, gülüşünü. bir daha göremeyeceğini bilmek ne acı. aklımda kalan son anı gözünden bir damla yaş silişin.
terk ediş, gidiş, ölüm. ne korkunç şeyler.
ben seni yanıbaşımda özlerken.
öleceksin dediğim gün bana inanmalıydın.
ruhum sancıyor
bunu anlatabilecek başka bir kelime yok
boğazıma yumrular takılıyor, gözlerime yaşlar iniyor, ciğerlerim suyla doluyor.
sensiz bir zamanı reddediyorum.

KORKAK
hayat ne garip, bir film izliyorsun, saçını boyuyorsun, bir sigara yakıyorsun, serçe parmağını kesip aya bakıyorsun. ay gözüme, ay göğsüme iniyor. ciğerime yıldız sönüyor.
dün nefes aldım
bu gün veriyorum

bir  böcek gördüm, korkmadım
sanırım kusacağım.
güneş rengi bir kupam var, ondan nefret ediyorum, renkli, parlak, neşeli. iğrenç.
hırka mevsimini severim kuru yaprakları ezebilirim. en gitmeli ay. en vedalı ay. en sensiz ay. gözüme ay düşüyor.
uyuyacağım





x