Pazartesi, Temmuz 29, 2013

Nazım kokan

Piraye için;

...

Ne güzel şey hatırlamak seni:
bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında
vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:
kıpkızıl çizgilerle bölünmüş
sıcak
koyu bir karanlık...
...

''Yıllara karışan her şey ses verir

Hasretle doludur geçmişin yadı''

Nazım Hikmet Ran


Bu gecenin adını ''Nazım kokan'' koyuyorum.

ne kıskanırdım seni, adına yazdırdığın sayfalar dolusu ses içinden
ne gençtin ne saftın ne çabuk inandın
nasıl sevdin, nasıl da bekledin
günün ortasında kanarak su içer gibi; nasıl da içtin yalan kokan şiirleri
askıda unutulmuş bir fular gibi
yahut
komidinin üzerinde unutulmuş teki kayıp eldiven gibi
aldatılmak ve yaşamak gibi
hayat gibi
tüm karmaşanın içinde durup beklemek gibi tek bir adamı
en kıyamadığım da sendin piraye
sonra bendim, 
sen olmak istediğin anlar boyunca
en sevdiğim yalancı şair
hoş
sen de deniz gözlerinde, az çapkın değildin hani.

ö.ö

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder