Perşembe, Nisan 28, 2016

14-16

Eve girdiğimde saat gece yarısına geliyordu, yorgunluk ve heyecanın halihazırda zayıf olan bünyemi iyice sarstığını görmek için aynaya bakmaya ihtiyacım yoktu. Ayakkabılarımı çıkarıp kahve makinesine doğru gittim. Taze kahveyi koklamak bile daha iyi hissetmeme yetiyordu. Düğmeye dokunduğumda, dakikalar içerisinde aradığım dinginliğe ulaşacağımı anlamıştım. Şimdiden daha iyi hissediyordum.

ev dediğimiz şey; yağmurdan, soğuktan, sıcaktan ve diğer her şeyden koruyan dört duvardan mı ibaret? bir nevi eşya deposu yahut uyku kapsülü? insan neye ev der? kendini evinde hisseder mi? bir eve sahip olur mu? peki ya eşyalara? ait olmak ya da sahip olmak insanı neden daha mutlu eder? aslında hepimiz eksik miyiz? bir yapbozun parçaları gibi sahip olduklarımız ve ait olduklarımızla kendimizi tamamlayan hatalı varlıklar mıyız? sevmek ve sevilmek bir gereklilik mi? bir kaktüsün bile ihtiyaç duymadığı ilgiye muhtaç mıyız? bir kaktüs bile olamayacak mıyız?

çok eski olmayan bir zamanda, kendimi bana ait bir odanın içinde yabancı bir şehirde mutsuz ve kimsesiz hissederken; bundan aylar sonra misafir edildiğim bana bile ait olmayan bir odada kabuslarımdan kurtulup huzura dokunabildiğimi görmüştüm. o zamanlar; yer yüzünde, şimdiki zaman ve geçmiş zamanda kendimi en mutlu hissettiğim yer olarak tarif ettiğim odaya sadece birkaç ay sonra tek başıma girdiğimde, her şeyin aynen bıraktığım gibi kaldığını fakat artık odadaki kokuya ve dokuya yabancı olduğumu anlamıştım. fakat beni en çok üzen odaya duyduğum yabancılıktan çok, yatağa tekrar uzandığımda aradığım o huzurlu uyku yerine gözyaşı bulmam olmuştu. şimdi daha iyi anlıyorum ki artık uzak geçmiş gibi görünen fakat, çok da uzak olmayan o zamanlarda yaşadığım bu kaybolmuşluk, gözlerimin açılmasına vesile oldu.

sonraları pek çok eve ve odaya sahip oldum, pek çok yerde misafir edildim. fakat aynı duyguları bir daha hiç yaşamadım. görüyorum ki insanlar ve evler pek çok benzer özelliğe sahip. bir kalpte misafir edildiğinde, ona ait olduğuna inanmak için çok fazla çaba sarf etmene gerek yok. fakat zamanı geldiğinde ve ait olduğun yerden ayrıldığında; bir zaman sonra sana huzurdan çok gözyaşı getireceğini biliyorsun. hatta belki de bu benzerlikten; bir kalpte huzurunu kaybedince, bir daha asla hiçbir kalpte aynı şeyleri hissedemiyorsun.

ö.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder